Bireysel danışmanlık, kişisel bir süreçtir. Psikoteapi süreci kendini geliştirmek ve hayata bakış açısını değiştirmek isteyen her birey için uygundur. Psikolog, bireyin ulaşmak istediği hedeflere nasıl ulaşabileceğine dair yol gösterir ve değişim sürecine rehberlik eder. Değişim hedeflerine ulaşmak için öncelikle danışanın terapi sürecine özen göstermesi ve psikolog ile işbirliği içinde olması gerekir.

Bireysel Danışmanlık kapsamında;

1) Anksiyete(Kaygı) Bozuklukları ve Fobiler

Kaygı gelecekteki olası bir tehlike karşısında duyulan genel endişedir. Korku ise o anda kendini gösteren tehlikeye verilen alarm tepkisidir. Kaygı bozukluklarının temel özelliği insanı etkileyen gerçek ve rasyonel olmayan korku ya da kaygılardır.

  -Obsesif Kompülsif Bozukluk

Obsesif- Kompülsif Bozukluk (OKB), istenmeyen ve zorlayıcı obsesif düşüncelerin ortaya çıkması şeklinde tanımlanır. Bunlara genellikle obsesif düşünceleri önlemeye yönelik kompülsif davranışlar eşlik eder. Obsesyonlar, rahatsız edici ve denetlenemez bir şekilde yaşanan, sürekli ve tekrarlanan zorlayıcı düşünce ya da imgelerdir. Kompülsiyonlar, bu tip obsesyonları etkin bir şekide bastırmaya ya da yapılan eylemlerle nötrleştirmeye çalışırlar. Kompülsif eylemler kişinin gündelik  hayatını önemli derecede aksatır. Kompülsif ritüellerin beş temel türü vardır: Temizleme, kontrol etme, tekrarlama, düzenleme ve sayma. Eğer siz de uygulamak istemediğiniz eylemleri istemsiz olarak tekrarlama ihtiyacı hissediyorsanız bu konuda psikolojik destek alabilirsiniz.

  -Panik Atak

Panik atak, fizyolojik bir olaydır. Aniden başlayan aşırı korku, titreme, terleme ve kalp çarpıntısı gibi bedensel belirtilerdir. Bu belirtilerin çoğu fizikseldir. Üçü bilişseldir:

Bedenden ayrılma korkusu

Ölüm korkusu

Çıldırma ya da kontrolünü yitirme korkusu

Panik ataklar oldukça kısa süreli, ancak yoğun olur. Aniden çıkan belirtiler genellikle 10 dakika içinde doruğa çıkar, ataklar 30 dakika ya da 1 saat sürebilir.

  -Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Psikolojik travma; kişinin beden ve ruh sağlığına yönelik bir tehdittir. Birincil travma; kişinin direkt başına gelen olaylardır. İkincil travma; kişiyi dolaylı olarak etkileyen olaylardır. Kişinin yakın çevresinin başına gelen olaylara tanık olmasıdır.Kişi, böyle bir durumda kendini çaresiz hisseder ve baş etme mekanizmaları sekmeye uğrar.

  -Sosyal Fobi

Birden çok sosyal durumda (örneğin, topluluk içinde konuşma, toplum içinde yemek yeme ya da yazma vb.) kişiyi kendini yetersiz hissettiren korkulardır. Bu tip durumlarda kişi başkalarının bakışlarına ve olumsuz değerlendirilmekten oldukça çekinirler. Bu yüzden bu tür ortamlardan kaçınır ya da büyük bir rahatsızlık yaşarlar.

  -Özgül Fobi

Fobi, bilinçli bir şekilde korkulan objeden veya aktiviteden kaçma sonucu oluşan gerçek dışı bir korku durumudur. Özgül fobi, doğa olayları, kan, enjeksiyon ve yara tipinden oluşan korkulardır.

  –Agorafobi

En yaygın korku tiplerinden birisidir. Bu kişiler güvenli alanlarından uzaklaşmak istemezler. Bu durum kişi de kaygının artmasına neden olur. Bu yüzden kalabalık ve açık alanlarda bulunmak istemezler.

2) Depresyon

Depresyon; uyaranlara karşı duyarlığın azalması, umutsuzluğun, karamsarlığın güçlenmesi biçiminde beliren ruhsal çöküntü durumudur. Depresyon tedavisi için, psikoterapi süreci oldukça etkilidir.

3) Ayrılık ve Yas Süreci

Değer verdiğimiz kişinin ölümü ile yüzleşmek zorunda kaldığımız zaman, büyük bir acı yaşarız. Kişi bu dönemde yas tutarken bir yandan da yaşamın anlamını sorgulamaya başlar. Ayrılık, ölümden çok farklı değildir. Ayrılık sürecinde, kişi kendi kabuğuna çekilir. Yas zamanının uzaması, ani ölümle yüzleşmek, travmatik durum yaşanması veya yasın yaşanamaması birçok psikolojik problemlere sebep olabilir. Bu durumda psikolojik destek almak gerekir.

4) Yeme Bozuklukları

• Anoreksiya Nervoza: Anoreksiya Nervoza, kilo almaktan aşırı korku duyarlar ve zayıf olmayı şiddetle arzularlar.
• Bulimiya Nervoza: Bulimiya Nervoza’da kontrol edilemeyen aşırı yemek yeme atakları olur. Daha sonra yediklerinin kilo almasına neden olmaması için isteyerek kusarlar.
• Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu: Çoğu insanın benzer koşullar altında yiyebileceğinden daha fazla yemek yemesidir.

5) Duygu Durum Bozukluğu

İnsanların duyguları belli sınırlar içinde dalgalanmalar gösterir. Neşe, öfke, üzüntü, mutluluk doğal duygulardır. Duygu durum bozuklukları ise duygu durumunda uyumsuz olacak şekilde yoğun ve sürekli olarak değişimler gözlenir. Kişinin duygu durumu çok yükselir ve aşırı coşkulu olur ya da mutsuz hisseder. Hastalık dönemleri dışında ise hasta hemen tamamen normale döner.

6) Kişilik Bozuklukları

Yetişkin kişiliği, toplumun talepleri doğrultusunda şekillenir. Bazı kişilerin belirli ayırıcı özellikleri, toplumun belirlediği çeşitli rollerin bir kısmını yerine getirmelerini önleyecek katı veya uyumsuz olabilir. Çoğu kişilik bozukluğunda ayırt edici özellik benlik duygusu ile ilgili yaşadığı problemlerdir.

7) İletişim Problemleri

İletişim problemleri kişinin sosyal ilişkilerini olumsuz etkiler. İletişim problemleri yaşayan kişiler birbirlerini anlamakta ve kendilerini düzgün ifade etmekte zorlanırlar. Kişinin karşısındaki kişi nasıl dinlediği, iletişim konusunda büyük önem taşır.

8) İlişki Problemleri

İlişki problemlerinin nedenlerinden çoğu şunlardır: iletişim sorunları, kültürel farklılıklar, yalan söyleme, kıskançlık, güvensizlik ve maddi sorunlar. Yakınlarımızla kurduğumuz ilişkiler hem fiziksel hem de psikolojik açısından oldukça önemlidir.

9) Özgüven Eksikliği

Her insanın doğuştan oluşan bir mizacı vardır. Bazıları dışa dönük, bazıları ise daha içedönük olurlar. Bu iki durumu, özgüven eksikliğini karıştırmamak gerekir. Özgüven eksikliği olan kişiler, kendilerini ifade etmekte zorlanabilir. Bu yüzden girdikleri ortamda ön plana çıkacak yetenekleri var iken, geri planda kalabilirler. İlişkilerinde çoğu zaman uyum sağlamak zorunda hissederler. Özgüven eksikliği geçmişte yaşanan travmalardan kaynaklanan bir durum da olabilir.

10) Öfke Kontrolü

Günlük yaşamımızda bizi strese sokan birçok olay ve durumla karşılaşırız. Bazı kişiler bu stres oluşturabilecek durumla karşılaştığında, sağlıklı ve işlevsel tepkiler verirken, bazı kişiler öfkelerini bağırarak, hakaret ederek, eşyaları fırlatarak/kırarak tepki verirler. Böylece hem çevreye hem kendilerine zarar verirler. Öfkenizi kontrol altında tutmakta zorlanıyorsanız, bir uzman psikoloğa başvurabilirsiniz.